Masallarla büyüdük ... Masal masal maniki, tırnakları oniki derken düşler alemine dalardık. Baskının, sömürünün, zulmün çok olduğu zamanlarda halkımız düşüncelerini yarattığı kahramanlarla anlatır. O karamanlar Padişaha ya da diktatöre meydan okur.
Padişah Keloğlana kızını verecek olmuş. Keloğlan: “Hamur yuğurmayan, ekmek etmeyen, çocuk doğurmayan padişah kızını istemem,” diyerek geri çevirmiş. Zeki, kıvrak zekalı bu kahramanlar yüzyıllarca Anadolu halkının sözcüsü olmuşlar...
Keloğlan Türk kültüründe yer edinmiş hayali bir kahraman mıdır? Yoksa Atçalı Keloğlan onların derdine merhem mi olmuştur. Oldukça eski zamanlardan beri Keloğlan ile ilgili hikayeler anlatılır.
Keloğlan hikayeleri çocuklara iyiyi, doğruluğu ve dürüstlüğü anlatmak amacı ile kurgulanmıştır. Bu hikayeler büyük küçük herkes tarafından çok sevilmektedir.
Masal ve hikayelerde keloğlan genellikle fakir bir karı kocanın, bazen yalnızca fakir bir kadının çocuğu olarak anlatılmaktadır. Bazı hikayelerde ise bu karakter fakir ninesi ile birlikte yaşamaktadır. hikayelerin ilk bölümlerinde genellikle tembel ve beceriksiz olarak anlatılsa da ilerleyen kısımlarda oldukça cesur, dürüst ve becerikli bir karakter olduğunu görürüz.
İlk Çağlardan beri çalışkan, üretken insanların yaşadığı Ege toparkları en çok sömürü ile karşı karşıya kalan yerlerdir. Osmanlı sömrüsüne karşı 700 yıl efeleriyle başkaldırmış. Baskı ve sömürüye karşı durmuştur. Atçalı Kel Mehmet de doğuştan kel. Yoksul annesiyle Osmanlı Ayanı Osman beyin yanında Arpaz’da hizmetçilik etmektedir.
Keloğlan da dağda sürü güderken Biresseli hocadan sömürüye karşı Şeyh Bedreddin’in yazdığı Varidat hakkında bilgi edinir. Ağalık ve sömürü düzenine karşı konuşmalar yaptığı duyulunca da iftira atılarak Osman Bey tarafından anası ile birlikte kovulur. Atça’ya gelen Keloğlan, yoldaşlarıyla anlaşarak Aydın ilini ele geçirip adına para bastırarak eşitlikçe bir düzen kurar.
Atçalı Kel Mehmet’in koyduğu eştlikçi düzeni duyan İzmir, Manisa, Uşak, Denizli halkı da Atçalı Kel’in yönetimine katılmak için heyet gönderir. Ege’yi kaybetmek üzere olduğunu gören Padişah 2. Mahmut gönderdiği orduyla Atçalıyı yener, başını keserek halkına özdağı verir.
Zamanla padişaha kafa tutan Atçalı Kel Mehmet, Keloğlan olarak, halkın zorda kaldığı her zaman imdadına yetişir. Dilden dile masalları çoğalarak yayılır.
Ben derim ki adı Aydın olan bu kentin etkili ve yetkili kişileri Aydın ya da Atça’ya bir Keloğlan müzesi açarak yeni kuşaklara halk kahramanını tanıtıp yaşatmalıdır. Müzeye gelen öğrencilere de Keloğlan öykü kitapları verilerek okuma sevgisi aşılanmalıdır.
Cehaleti yenmeden insanca yaşayabileceğimiz bir düzene kavuşamayacağız.
Not: 1828 yılında Açtça'ya gelen bir İngiliz gazetecisinin çizdiği Atçalı Kel resimi Keoğlanı çağrıtırmıyor mu?